6 Temmuz 2009 Pazartesi

kilometre hız yapan bir arabanın,bana çarptığı andaki yaşama ihtimalimdi; Senin bana geri dönme ihtimalin. Ve bunu bilmenin acısı ki;bundan kaynaklıdır heyelan bölgesi ilan edilen yüreğim. Dağ gibiydim üstelik;ama bir sürü yangın geçti üzerimden Durduğum yerde tükeniyorum,dağ gibiyim yine de Kendinden uzaklaşan ve yaşlandıkça eksilen... Canım istemiyor artık,yürümek sulak yerler etrafında Sel olsun istemiyorum;çünkü doğal afet sebebiyim yeterince. Durduğum yerde suçluyum Ve gardiyanıyım kendi kendimin; Göz açtırmayanından hem de. Sayende saçma sapan biriyim işte.. Hep yakınlaşmak için,yolunda yürüdüm senin Önce,irili ufaklı taşlar çıktı karşıma. Sonra her adımda büyüyen Kaya oldular. İnsan gibi,normal yollardan geçsem de arabalar çıkıyordu bu sefer. Yol kenarından geçsem insanlar çarpıyordu - ki bu daha çok acıtıyordu arabalardan- Ortadan yürüsem,bana geri dönmeme ihtimalin gerçekleşebiliyordu. Uçmaya kalksam uçan her şeyi vurmaya hazırlanan avcı sürüsü... Ne yapsam? Ne yapardın sen olsan ? Ne deseler tamam diyorum, Sırf geçiştirmek için bir şeyleri. Ne deseler tamam... Ama tamamlanmıyor tamamlarım. Bana zorla aldırdığın bir şey vardı hatırlıyor musun? Ruhuma ömür boyu taksit ödeten, Stoklarla sınırlı, Özel ürün, "Kırılmaz, çizilmez çaresizlik" Ve özel ürün hediyesi; Ömür boyu garantili depresyon. Sana çok yaklaştım, Görmek için bir adım yetecek. O adımı atmadan önce, Gökyüzünden kopup gelen bir göktaşının,üstüme düşmesi durumunda yaşama ihtimalimi hesaplamam gerekecek. Ve bunca hesaptan, bunca taksitten sonra, Bitti diyebilmem için daha ne olması gerek ? Kaç taksit kaldı bir baksana, Daha kaç gözyaşı dökmem gerekecek? Daha bitmedi,dur,söyleyeceklerim var; Neden erik çalıyorum biliyor musun ? -sevmem eriği hem de nefret ederim kırmızısından- Çünkü sen geçiyordun erik çaldığımız bahçenin yanından. Ne bahaneyle gidebilirdim ki? Kim?nasıl?neden gitsindi ki benimle oraya? Ama o kadar gittim ki ve her gidişinde seni o kadar göremedim ki... Her gidişimde parçalıyorum ağaçların dallarını Onlardan alıyorum hıncımı, Bir tek dut ağaçlarına kıyamıyorum, Ya da kıramıyorum,kim bilir belki çok sevdiğin içindir Bilmiyorum hiç bilmiyorum... - Erik çalmaktan nefret ediyorum, o bahçeden çalmaktan değil ama - Ne alaka şimdi erik ya ? Beraber aldıysak neden paylaşmadık? Çok bencilim galiba... Kırılmaz, çizilmez çaresizliğimin yanında verdikleri ömür boyu garantili depresyonu alsaydın bari, Ya da hiç olmadı garantisini alsaydın da bu kadar şey yüklemeseydin bana, O olmadı,hiç bir şey olmadı,diyelim bari yaksaydın aldıklarımla beraber beni. Sadece beni yakmanın bir manası yok, Tek bir yerime odaklanma,ruhum; teflon yapışmaz tava. Sen ve Yalnızlık Aletleri Ltd. Şti. Hayırlı olsun... Sen her şeyi düşünürsün. Garantisi var mı yokluğunun ?

1 yorum:

  1. kanka sende yazarlık mayası var...yeni yazılarını bekliyoruz.

    YanıtlaSil